top of page

Roportajlar

  • HIV pozitif bilinç negatif (09 Kasım 12)
  • Ötekileştirilenler (02 Şubat 12)
  • Onunla nasıl röportaj yapılmaz (02 Aralık 11)
  • Kadın benim için ülke gezmek gibi (23 Kasım 11)

 

Roportajlarım

       HIV pozitif bilinç negatif - 09 Kasım 12

Habercilik kurallarına göre “ETİK” diye bir şey var ki benim de her zaman değer verdiğim konu ancak kendisinin izniyle ismini kullanmakta sakınca görmüyorum ve buradan kendisine teşekkür edip en kısa zamanda söz verdiğim gibi kek yapıp derneğin çayını içmeye gideceğimi eklemek istiyorum.

Pozitif Yaşam Derneği Yönetim Kurulu üyesi Önder Sarptürk, 10 yıldır HIV pozitif ile yaşayan ve bunu ayıp, kötü ya da günah olarak görmeyen bir ağabey. Asıl virüsün beyinlerde olduğunu söyleyen Önder bey ile yaptığım söyleşinin sonunda ayrılırken birbirimize elimizi uzattığımızda söylediğimiz cümle aynıydı

“Tokalaşmakla geçmez!”

*HIV pozitifi nasıl aldınız?

Muhtemelen korunmasız bir ilişki sonucu oldu.



*Ne yaptınız?
 

Ne yapabilirim ki, artık virüsü almışım, gidip kadını mı öldüreyim, hesap mı sorayım?

Tedavi olmaktan başka bir şey yapmadım.

*Nasıl öğrendiniz virüsü almış olduğunuzu?

Bir gün hastaneye gittiğimde kan tahlilimden şüphelendiler ve test yaptılar. Sonuç pozitifti. Doktora ilk sorduğum soru “Ne kadar yaşayacağım?” oldu. Çünkü bilmiyordum. Herkes gibi, HIV pozitif öldürüyor zannediyordum. Bana bunun ölümcül bir şey olmadığını anlattılar önce. Sonrasında düzenli olarak ilaç kullanmaya başladım. Şimdi kan değerlerim herkesinki kadar normal.

*Etrafınızdaki insanların tepkisi ne oldu size karşı?

Çevremdeki herkes HIV taşıdığımı biliyor. Ben onlara bu virüsün bulaş yollarını anlattığımda bakış açılarını tamamen değiştiriyorum. O sebeple çevremdeki hiç kimse benimle ilişkisini kesmedi bu yüzden. Çünkü bu virüs, tokalaşmakla, karşılıklı oturup muhabbet etmekle geçmiyor. Bugün nezle olmuş bir kişiyle aynı ortamda bulunmanız daha tehlikeli. O kişi hapşırdığında sizin de hava yoluyla nezle olmanız o kadar yüksek ki. Nezle olan kişi HIV pozitif kişiye göre daha zararlı çünkü başı ağrıyor, halsiz oluyor ve çalışamayacak duruma geliyor. İş verenine zarar veriyor yani bunun özeti ama HIV pozitif öyle değil ki. HIV’li kişi çalışabilir, spor yapabilir, seyahat edebilir, evlenebilir hatta çocuk sahibi olabilir. –Sigarasından bir nefes çekip- HIV pozitif öldürmüyor ama sigara öldürüyor. Sigara daha tehlikeli ama insanlar nedense sigaradan korkmuyor.

*Çalışıyor musunuz?

Emekliyim ama virüsü aldıktan sonra emekli oldum. Emekliliğim gelmişti zaten, virüsü aldığımı öğrendim ve bunu üst makamlara söyledim. 1 ay sonra beni işten çıkardılar. İşten çıkarma sebebi de “bulaşıcı hastalık taşıma” olarak gösterildi. Bulaş yolu belli bir virüs taşıyorum, bu virüsü karşımdaki insana geçirmem için o kişiyle ya cinsel temasım olmalı ya da ofise her gelen kişiyle kan kardeşi olmalıydım. Ofis ortamında bunu mümkün görmüş olmalılar ki beni bulaşıcı hastalık taşıdığım gerekçesiyle işten attılar.

*Siz ne yaptınız?

Dava açtım. Maddi ve manevi tazminat davası açtım. Beni taşıdığım virüsten dolayı aşağıladılar, işten attılar dedim ve kazandım. Bunu yapan tek kişi değilim, bu virüsü taşıyan ve aynı olayları yaşayan yüzlerce kişi var, hepsi kazanıyor.



*Sizce insanlar neden bu kadar korkuyor bu virüsten?

Bilgisizlik. İnsanlar bilmediği her şeyden korkar. Öğrenmek için çaba da harcamayan bir milletiz ne yazık ki. Bize gösterilenlerle yetiniyoruz çoğu zaman. Kulaktan dolma bilgilerle geçiştiriyoruz her şeyi. Bu konuda medya çok önemli rolü üsteleniyor aslında. AIDS’i ve HIV’i çok farklı gösteriyor. Sürekli manşetlerde “AIDS’in çaresi bulundu” diye haberler görüyoruz. AIDS’in çaresi zaten var. Bunu dermansız dert gibi gösterdikleri zaman insanlar korkuyor ama tarihte hep böyle olmuştur zaten. Veremin dermansız bir dert olduğu zamanlar da olmuştur. Asıl virüs beyinlerde aslında. Toplumda. İnsanlar o kadar bilmiyor ki, HIV pozitif dendiği zaman koşarak kaçıyor. İnsanlara göre HIV taşıyan kişiler ya seks işçisi ya da onlarla cinsel ilişkiye giren kişiler.

*Cinselliğin tabu olmasıyla alakası var mı bu korkunun?

Elbette var. Biz toplum olarak sevişmiyoruz, seks yapmıyoruz, öpüşmüyoruz. Biz bölünerek çoğalıyoruz o zaman. Çünkü öyle olması gerekiyor. Kime sorarsan aynı cevabı alırsın, onlar hayatları boyunca seksin sadece sözlükteki tanımını bilirler. Bu kadar saklanırsa bir yerden patlak verir bu durum. Bugün Pozitif Yaşam Derneği’ne gelen kişilerin yaş ortalaması o kadar düşük ki, 20’lere kadar geldi bu durum. Bilmiyor çünkü, hayatı boyunca ona hiç kimse nasıl seks yapılır, kiminle seks yapılır anlatmamış. Hep ayıp denilmiş ve geçiştirilmiş. Korunmak nedir bilmiyor insanlar. İçgüdüsel davranışını engelleyemediği gibi hastalık kapmayı da engelleyemiyor.

*Derneğe gelenlerden bahseder misiniz biraz?



Her yaştan, her statüden insan geliyor neredeyse. Hatta virüsü almış olduğunu düşünen kişiler doktordan önce derneğe geliyor. İnternetten araştırıyor, yalan yanlış bilgiler ediniyor, kafası karışıyor ve doktordan önce derneğe gelip bizden yardım istiyor çoğu. Biz de onları doktorlarımıza yönlendiriyoruz. Psikolojik olarak çökmüş olarak geliyor çoğu. Ölmek isteyenler, çevresiyle tüm ilişkisini koparmak isteyenler, bulunduğu ortamdan kaçmak isteyenler… Ne ararsanız var ama bizimle konuştuktan sonra her şey normale dönüyor.

Bir de derneğimizi her gün arayan ama virüslü olmayan biri var. Onunla görüştük, testler yaptırdık, normalde 2. kez yapıldığında kesin sonuç veren test 4-5 kere yapıldı ve hepsine negatif çıktı ama inandıramıyoruz kişiyi. Her gün arayıp “Ben HIV pozitifim, çocuğumun hayatını tehlikeye sokuyorum, eşim beni hak etmiyor” diye tekrar tekrar test olmak istiyor.

*AIDS ve Biz adlı forumda bütün sorulara siz cevap veriyorsunuz ve çoğu zaman da kızıyorsunuz…



Kızdırıyorlar çünkü. O kadar saçma sorular soruyorlar ki. Bulaş yolu bu kadar belli olan hastalığın, başka bulaşma ihtimali olmayan hastalığın klozetten bulaşma ihtimalini sorunca, ben de dayanamıyorum! Aslında hak da veriyorum. İnsanlar korkuyor. O kadar çoğaldı ki son zamanlarda. Bilinen kısmı çok büyük ve hızla artıyor. Bir de bilinmeyen kısmı var. Buz dağının görünmeyen yüzü her zaman daha korkutucu olmuştur.



*Bu kadar çok kişi test oluyor masrafları devlet tarafından karşılanıyor mu?

Evet, testlerden ilaçlara kadar masraflar devlet tarafından karşılanıyor ama bu hızla giderse devlet de bir yerden sonra karşılayamaz duruma gelecek. İlaç çok pahalı bir ilaç çünkü. İnsanlar bunu göze alabiliyor ve ben çok şaşırıyorum. Bilinçlenmek kimsenin aklına gelmiyor. Biz seminerler düzenliyoruz, toplantılar organize ediyoruz ama insanlar katılmaktan çekiniyor. Bizim söylemek istediğimiz tek şey kondom kullanın. Tedavi için kullandığımız ilaç çok pahalı ama kondom 1 TL. Bir gün devlet “ben artık bu ilacı desteklemiyorum” dediğinde hepimiz için çok kötü günler başlayacak. Devletin insanları bilinçlendirmesi lazım. Politika korkutmak üzerine değil, HIV’li insanları kötü insan olarak gösterme üzerine değil, bilinçlendirme üzerine olmalıdır. Geçtiğimiz günlerde bir lise öğrencisi cüzdanından kondom çıktı diye, okuldan uzaklaştırıldı. Ben görünce çocuğu alnından öpmek istedim. Çocuk korunuyor, bunda ne zarar olabilir ki. Cinsellik kötü bir şey değil, korunmamak kötü.

bottom of page